Yeni doğan bebeklerin en büyük sıkıntısı uyku veya uykusuzluk. Öncelikle şunu söyleyebilirim ki yeni doğan bebek dünyaya alışmaya çalışırken en çok ihtiyaç duyduğu duygu sevgi. Sadece annenin sevgisi, ilgisi değil tabi ki. Baba, büyükanne, büyükbaba, dede, anane, dayı, teyze, hala, yakın akrabalar, arkadaşlar… Bu liste uzar gider. Doğumdan sonra annenin kendine gelmesi biraz zaman alıyor açıkçası. Özellikle ilk 40 gün annenin mutlu olduğu şeyleri yapması çok önemli. En büyük yardımcıları da yakın akrabaları olmalı, özellikle de eşi. Anne kendi ağrıları, almış olduğu kilolar, sütünün yeterli olup olmadığı gibi konuları düşünürken bir yandan bebeğin uyku düzeni, göbek bağının ne zaman düşeceği, gazı, kolik (ağlama krizi) olup olmadığı gibi başlıklarda eklenince bir bakmışsınız lohusalık sendromu kapıyı çalıyor 🙂 O nedenle annenin mutlu olduğu şeyleri yapması, etrafındaki insanların da ona yardımcı olması ve genelde olumlu cümleler kurması oldukça önemli. Anne rahat ve huzurluysa bebek ve geri kalan tüm aile bireyleri mutlu demektir.
Farklı yerler ve insanlar görmek bana her zaman iyi gelmiştir. Doğumdan 1 hafta sonra Tuna ile dolaşmaya çıktık, bana iyi geldiği kadar ona da iyi geldi sanırım. Bütün bir gün gezindikten sonra ağaçlardı, insanlardı, farklı farklı bir sürü öğeyi algılamaya çalışırken yorgun düşüyordu ve akşamları uzun ve derin uyuyabiliyordu. Uzmanlara göre gündüz uyumasındansa bebeğin gece uyuması çok daha önemli çünkü büyüme hormonun akşam salgılandığını belirtiyorlar. Tek faktör gezmek dolaşmak değil tabi ki, her gün aynı saatte banyo yaptırıp, arkasından kremleyerek 15 dakika masaj yapmak, sonrasında loş bir ışıkta emzirdikten sonra 15-30 dakika kucağımızda pışpışlamaktı bizim rutinimiz. Kucağımızda pışpışlamak konusunda kayınpederim, kayınvalidem, annemin ve tabi ki eşimin hakkını ödeyemem açıkçası. Tüm gün birlikte zaman geçiren annenin bazen gece mecali kalmıyor minik insanı uyutmaya 🙂
Eğer bebek toksa, altı temizse, gazı yoksa, ve en önemlisi enerjisini harcamış ise (yorgunsa) uyuma ihtimali %80-90 diyebilirim. Enerjisini harcaması önemli, ufakken dışarı çıkamadığımız zamanlar günde 3 kere spor hareketleri ve gaz masajı yapardım. Şimdilerde oyun halisi üzerinde birlikte günde 3-4 kez en az 30 dakika zaman geçiriyoruz. Bir başka aktivitemiz ise yatağımıza ve odamıza alışma aktivitesi 🙂 Yatağında dönencesinin müzik kısmını açıp uzanabileceği mesafeye ilgisini çeken oyuncaklarını yerleştiriyorum. Oyuncaklarına ulaşmak istediği için hem oldukça fazla bir enerji sarf ediyor hem de kas sistemi bu sayede gelişiyor. Eğer hala hareketliyse 30-45 dakika açık havada dolaşıyoruz ki iyice yorulsun 🙂
Uzmanlar bebek biraz büyünce uyurken bazı alışkanlıklar edinebileceğini belirtiyor. Parmağını emmek veya bir şeye sarılarak uyumak (uyku arkadaşı) gibi. Tuna parmağını emerek uyuyan bir bebek ama etrafımda uyku arkadaşı ile uyuyabilen arkadaşlarımın bebekleri de var. Bu durum çocuktan çocuğa değişiyor tabi.
Önemli olduğunu düşündüğüm diğer bir konu bebeği sallayarak uyutmak. Bir çok uzmana göre bebeğin sallanması beyin gelişimi açısından sakıncalı. Ayakta sallamak, kucakta sallamak, salıncakta sallamak beyin hücrelerine zarar verdiği için uzmanlarca kesinlikle önerilmiyor. Biz Tuna’yı henüz bu yöntemleri kullanarak uyutmadık ancak bazı makalelerde uyumayan bebekler için dizde çok yavaş sallanarak uyutulabileceği belirtiliyor. Bazen çaresiz kalınınca her yöntem deneniyor sanırım…
Küçük bir dip not, biz uyurken dandini dandini dastana şarkısını çok severek dinledik ve uyuduk. Her akşam aynı şarkıyı dinlemesi uyku zamanı geldiğini algılaması açısından önemli oldu sanırım.
Tüm miniklerin mutlu uyuyacağı güzel geceler diliyorum
Dilara

Leave a comment